Bak sen bak. Son saniye de bile alo desen gideriz. Başka gaza gelende olur eminim ;)))
Printable View
Abi bebek gazıdır o :) Bize de zamanında çok oldu :)
Ben de bir aksilik omaz ise pazar günü geleceğim. İnşallah görüşürüz.
Yalıköy (www.sihrilitur.com' dan alıntı)
Kestanelik'den geçip Hisarbeyli Köprüsünü aşınca nilüfer çiçekleriyle kaplı bir nazlı dere gözünüzü okşuyor, mekanın kıyısını kayıklar süslerken peyzaj içinde balık tutanlarla bir de alabalık kır lokantası bulunuyor. Yıllardır ihmal edilmiş olan tozu çok, asfaltı dökülmemiş düzgün ve çukursuz yol daha sonra asfalta birleşerek sizi Yalıköy yoluna bağlıyor.
Artık denize doğru yöneliyor yerleşim bölgesi içinden geçerek düz asfalt yolu bırakmadan Yalıköy' e yol alıyorsunuz. İkiye ayrılan bölümde sağ tarafa sapan yol "Ormanlı Plajı"na geçit veriyor. Karacaköy geçiliyor, bu defa yine sağa ayrılan sapak "Evcik Plajı"na yine Karadeniz sahilinde denize girme imkanı veren bir başka sahile devam ediyor. Yalıköy'e düz devam edenler iki tarafı ağaçlı yer yer virajlı bir güzergahla sahil ile buluşuyor. Düzgün parke taş kaplı yollu köyün her iki yanına dizili yazlık evler arasından ücretsiz girişli sahil bandına kavuşuyorsunuz. Ufuk hattında gökyüzü ile denizin haricinde renk ve cisim olarak hiç bir şeyin olmaması bakışınızı sonsuzlaştırıyor, gözünüzü dinlendiriyor. Alabildiğince uzanan sahilin sol bölümü tenhalaşarak uzanırken sağ taraf Poyraz, Koru, Fafatara gibi kır gazino ve lüfer, palamut, kalkan balığı yapan mütevazi lokantaların, çardakların bir arada olması nedeniyle daha fazla rağbet görüyor. Yalısu isimli kaynak suyu çok beğeniliyor. Bölgede bir motel ve Hanoğlu otel bulunuyor. Geniş kumsal piknik amaçlı gelenlerle, denize girenlerin güneşlenenlerin mekanı olarak herkesi ağırlıyor. Kumsala paralel uzanan yolun kenarına araçlarını park edenler hem kabin olarak kullandıkları araçlarından uzaklaşmamış oluyorlar, hem de otopark ve deniz için bir kuruş ödemeden aracı deniz kenarına çekip bedava denizin, güneşin, rüzgarın tadını doyasıya yaşıyorlar. Dalgaların sahile vuruşunda havaya dağılan iyot'un parçalanışını teneffüs edip, ciğerleri bu havayla doldurarak manzarayı seyrediyorlar. Jakuzi tesirli dalgaların bedenlere çarpması ile dinleniyorlar. Dalgaların arka arkaya geldiği denize girince buna yüzmek mi denir, yoksa denizde dalgalardan dayak yemek mi, buna siz karar verin ama güzel olan tarafı ağar basıyor. Böyle dalgalı havalarda kimse uzağa açılmıyor, mantık da buna müsaade etmiyor. 50 m yer yer 100 metre enindeki kıyı bandı boyunca, vücuda yapışmayan iri taneli kum üzerinde dalgalarla oynayanlar, ayak sağlığı için masaj görevi görüp, stres boşalmasını sağlayan yürüyüşlerle şifa buluyorlar.
(Karaburun, İğneada arasında 20 yıl boyunca inşaat için sahilden alınan kumların azalması, denizin birden bire derinleşmesine neden oluyor ve bu sahipsizliğe üzülüyorsunuz. Bulgaristan ve Romanya sahillerini görenler aynı iklime, aynı sahile sahip kıyıların gerisinde farklı kafalarca yapılan turistik tesisleri, verilen hizmeti düşününce daha da üzülüyorlar. Yaz mevsimi kısa diye yatırım yapmaktan kaçınanların başka güzellikleri de fark etmelerini diliyorlar).
Yasemin hanım, yağmurluk her zaman yanımda zaten yağmur çamur farketmez bazen daha keyifli oluyor yolculuk :D
Abe Gürbüz başkan özlettin kendini iyice sen ne yap yap bişeyler uydur dadılık ta bi yere kadar :D
İstanbuldan benim kuzen Erdal Özgüner enduroist üyesidir onuda kandırdım gelecek yeni motorunu kutlarız bu arada Yamaha TDM 900
Sinan Karagöz hadi sende kaç gel bi yolunu bulup Cumartesiden.
Ben de hepinizi özledim vallahi...